Armoni Öğrenmek Yaratıcılığı Öldürür mü?

Hayır.

Seslerin birbirleriyle ilişkisini araştıran armoni, önceden yapılmış olanları irdeleyerek ortaya çıkmıştır. 50 yıl kadar önce caz müziğini icad eden ustaların zamanında modern armoni eğitimi yoktu. Bu kişiler el yordamıyla, sadece duyarak, usta çırak ilişkisi ile müziği öğrendiler ve geliştirdiler. Ardından gelen herkes onlar kadar ‘özel’ olmayabilir. Başka birilerinin onların yaptığı müziği analiz edip sebep sonuç ilişkileri ortaya koyarak onlar kadar ‘özel’ olmayan diğer insanlara yol göstermesi son derece doğal değil mi? Yaratıcı ve modern armoni bize ne yapmamızı ya da ne yapmamamızı söylememekte sadece bize alternatifler sunmaktadır. Armoni buyurmuyor, daha önceden yapılmış, denenmiş ve belli sonuçlar doğurmuş tercihleri sizin önünüze seriyor. Alın ya da bırakın, size kalmış.

”Kurt Cobain armoni bilmiyordu. Ben de armoni öğrenmemeliyim, böylece onun kadar iyi şarkılar yazabilirim.” Aristo mantığı: Biber acıdır, hayat da acıdır, hayat biberdir. Hayır, diyalektik mantık aristo mantığını çoktan çürüttü. Yani sizin armoni bilmiyor olmanız Cobain kadar özgün ve dünya dışı şarkılar yapabilmenizi garanti edemez. Besteci; yaşadıklarından, gözlemlerinden beslenir, kendi özgün bakış açısıyla algıladığını aktarır. İyi ya da kötü tecrübeleri, mutlulukları veya acıları, dramları doğal olarak kişinin üretimine yansıyacaktır. Onun kadar iyi yazmak için armoni öğrenmekten imtina edecekseniz başka özelliklerini de taklit etmeniz gerekmez mi? Birebir kopyalamak isterseniz; 7 yaşınızdayken anne ve babanızın boşanması, anneniz tarafından evden kovularak bir süre Wishkah Nehri’nden geçen bir köprü altında yaşamanız ve lisede diğer arkadaşlarınızdan uzaklaşmak için homoseksüel taklidi yapmanız da gerekiyor.

Anlatmaya çalıştığım şu: herkesin başarı öyküsü kendine özeldir. Herkes farklı bileşenlerden ve yaşanmışlıklardan meydana gelir. Şu kişinin öyle yapmış olması, bu kişinin başka bir şey yapmış olması aynının sizin başınıza da geleceği anlamına gelmez.

Armoni bilgisi ve müzik teorisi bize kendi başımıza asla aklımıza gelmeyecek öylesine geniş seçenekler sunuyor ki kendimizi bundan mahrum bırakmak mendi kendimizi kısıtlamak değil de nedir?

X grubunun bilmemne şarkısında içinizin yağlarını eriten bir akor geçişi vardı ya, sizin bu bestenizin burasına çok da güzel yakışırdı. Müzikte belli motifleri rasgele değil bilerek ve isteyerek, bilinçli bir şekilde, tam da gerektiği zamanda kullanabilmeniz için armoni bilgisi gerekli olacaktır.

Hayır, şarkı yazma işini adeta mimari bir proje gibi değişmez kuralları, ince ince hesaplamaları olan bir süreç gibi algılamıyorum. Armoni bilgisini içselleştirebilmiş, üretim sürecine doğal bir şekilde entegre edebilmiş pek çok şarkı yazarı, tahmin edilenin aksine; sanatını içten pazarlıklı bir şekilde, eline kalem-kağıt, bilgisayar veya hesap makinesi alarak icra etmiyor. Çalgımı elime alıp bana ilham veren bir akor, bir melodi ile başlıyorum. Eş zamanlı olarak tüm akor-nota ilişkileri, bütün olasılıklar zihnimden hızla akıyor ve bunlar arasından tercihlerimi yapıyorum. Yani önce hesaplayıp sonra yazmıyorum. İçime sindirmiş olduğum seslerin birbirleriyle ilişkilerini, yazmakta iken eş zamanlı olarak irdeliyorum. Tüm bunlar sadece daha yaratıcı olmamı sağlıyor.

Bora USLUSOY

Armoni Öğrenmek Yaratıcılığı Öldürür mü?” hakkında 2 yorum

  1. Çok güzel ve yararlı bir yazı olmuş sevgili Bora. Bestecilik -hatta orkestrasyon- için armoni bilgisinin gerekli olduğuna evet, ama yeterli olduğuna maalesef katılamıyorum.
    Sevgiler,
    Serhat

Bir Cevap Yazın